Güldali

bekir özsu · Site Admin Kayıt: 09 Şub 2009 Mesajlar: 52

arkadaşlar;
kitre hazırlama bahsini anladıysak, boya ayarlarına geçelim.
Öncelikle bir anımı anlatmak istiyorum. 29 mart pazar günü Elif Özer ile
pazar gezmesine çıktık. bir ebru atölyesine girdik. içim yandı. bir şeyler yapmaya çalışan gençlerin yüz ifadeleri ve gözlerindeki parıltı. bunlar için bu ifadeler için 24 saat hiç uyumadan ders veririm. ama üzüldüğüm konu ortada bir tekne içinde bozaya dönüşmüş bir kitre rasgele atılan boyalar ve uzaktan öylece seyreden bir hoca. o koyuluktaki kitrede ebru olmaz. ebrularınızı da sıyırmadan alın. keskin kenarlı bir tekneden üstüne üstlük bir de aşağıya doğru sıyırarak alıyorlar. kağıtaki boyaların dörtte üçü kazınıp tekneye giriyor. ebrularınızı sıyıracaksanız eğer (ki bu hakikaten usta olduğunuz zaman yapabileceğiniz bir iş) ayan ebruda sıyırma milleri satılıyor onlardan alıp teknenize monte edin. sıyırma işleminide yukarıya doğru 45 derecelik bir açıyla yapın. sıyırma miline kağıt sadece kendi ağırlığıyla baskı yapsın. bu açıyla çektiğinizde sadece üzerindeki fazlalık kitreyi alırsınız. yere paralel bile çekseniz yine fazla atılmış bir boya varsa sıyrılır. güzel bir şey olduysa üzülürsünüz. biliyorsunuz ki ayni şeyi ikinciye yapma şansımız yok. sıyırmadan alın üzerinde kitre kalsın. o ebrunun üzerini film gibi kaplar. kuruduktan sonra üzerinde avuç içlerinizi okşar gibi gezdirin. sonra altına 4-5 yaprak gazete koyun ağzı pürüzsüz bir su bardağını bastırmadan üzerinde gezdirin. dairesel hareketlerle. ebrunuz pırıl pırıl olur. hem ahar hem mühre yapmış olursunuz.
bir su bardağına iki parmağınızın kalınlığı kadar boya koyun. önce suyunu ayarlıyalım. fırçayla karıştırıp fırçayı yukarı kaldırdığınızda rahatça akacak kıvamda olsun. bundan çok sulu olacak anlamını çıkarmayın. bardağa döktüğünüz boyanın koyuluğunu bilemediğim için üzerine şu kadar da su ekleyin diyemiyorum. Ahmet Çoktan hoca üçte biri boya üçte ikisi su olsun diyor bir yazısında ama bunu baştan göremezsiniz. bir gün sonra atölyeye geldiğinizde çökmüş boyalarınızdan bunları görebilirsiniz ama baştan mümkün değil. fırçadan akacak kadar dedik. bu yıllar sonra otomatik bir hal alıyor. baştan biraz zor gelebilir. bu ayarda sadece başlangıç için hassas ayarı sonra yapacağız. kaç renk kullanmayı düşünüyorsak bu şekilde sularını koyalım. kitremizin kıvamının tam olduğunuda biliyorsak şimdi içine öd koymaya başlıyalım. öd miktarınında ölçüsü yok. boyanızın fiziksel özelliğine ve ödün kalitesine göre bu değişir.ödün kalitesiyle ne anlatmak istediğimi öd bahsinden bakın. burun damlalığı veya kulak damlalığı denilen damlalıklardan kullanıyorsak bir damlalık dolusu ödü boyanın içine döküp iyice karıştıralım. orta boy bir tığ ile boyadan bir damla alıp suyun üzerine damlatalım. bundan sonrası çok önemli dikkat !
1- boyamız en az 5 cm çapında bir daire oluşturmalı. olmadıysa azar azar öd ilavesiyle bu ölçü aranmalı.6-7 cm çapınada çıkabilir ama daha fazla değil. nedenini sonra açıklıyacağım.
2- kolanın veya gazozun içine küçük bir parça şeker attığınızda nasıl suyun üzerinde kaynayarak daire yapar. boyayı damlattığınızda kaynıyormuş gibi bir görüntüyle dışa doğru açılmalı.
3- boyanız suyun üzerinde dairesini tamalayıp durduğunda çevresini kontrol edin. çatlama kırılma varmı. renk ortadan dışa kadar ayni tondamı. çatlama kırılma varsa suyu azdır. en dışta daha açık renkte bir çember yaptıysa ödü azdır. kitrenizde tam erimediyse boyalarınız kumlu görünür buna aldanmayın.
arkadaşlar burda parantez açıp bir konuyu anlatmak istiyorum. bunu tam anlamazsanız boya ayarını tam yapamazsınız.
kitre yüzeyinde bir gerilim olduğundan söz edilir.öd ile bizim bunu ittiğimiz söylenir. doğrudur. buna sayısal bir değer vermek istiyorum. örneğin 1000. ilk attığınız boyanın içindeki öd miktarından dolayı değeri 200 diyelim. ikinci rengin bunu itmesi için 300 değerinde olması gerekir. 300+200=500 etti.500 değerinde bir boya attığınızda bu ağırlığında dolayı çeresindeki boyaları biraz itecek , açılacağı yere kadar gidip sonra hafifçe geri gelecektir. elinize bir lastik parçası alın belli bir yere kadar uzar orda kalır daha fazla zorlarsanız kopar. bunun ebruda karşılığı boyanın batmasıdır. boyalarınızı su üzerinde tutan suyun kaldırma gücü ve ödün boyayı taşıma gücüdür. çok fazla öd koyduğunuzda boyaların toplam değeri 1000 i aştığı için batar veya boyalarınızda öd az ise boyalarınızın yüzme kabiliyeti az olacağından batar veya suyu az ise sıkıştığında suyun kaldırma güçünü aştığı için batar. öd miktarı yeterli ama çok sıkışmışsa o zamanda kağıtta akar. bu konuya çok dikkat edin.
tüm bu anlattıklarımı anladıktan sonra bunu battal ebruda uyguluyalım. ben kendi adıma battalda çizgi renk ve ışık üçlemesini kullanıyorum. nasıldır derseniz. çizgi için koyu bir renk. sonra renk. sonra ışık. ışık için açık renk boyalar veya neft. renk olarak ne seçeceğiniz sizin zevkiniz. çünkü güzellik izafi bir kavramdır. sizin için güzel olmayan başka biri için güzeldir. Alpaslan Babaoğlu ustanın dediği gibi "tekneden çıkan her kağıt ebrudur ama baktığınızda gönül telinizi titretmiyorsa ebru değildir". düstur güzel ama yaptığınız her ebru sizin gönül telinizi titretmeyebilir ama birininkini mutlak titretir. o insanı gördüğünüzde o ebruyu ona verin.
Battala önce koyu bir renkle başlayın. koyu renk derinlik verir. ilk renginiz çok fazla boşluk bırakmadan zemini kapatsın. örneğin siyah boya hafif bir malzeme olduğu için zemini çabuk kapatır. sonra atacağınız renge de fazla direnç göstermez. zemini kapatamıyorum deyipte çok fazla boya atmayın. bu tekneye gereğinden fazla değer yükler ve sonraki boyayla onu sıkıştırmakta zorlanırsınız. ikinci renk ilk rengi sıkıştıracak kuvette olsun. az önce hazırladığımız boyalardan birini kullanıyorsak mesela siyahtan sonra kırmızı attık siyahı sıkıştırmıyor açılıp geri geliyor burda duralım ve kırmızıya az miktarda öd koyup siyahı sıkıştırdığını görelim. sonra üçüncü rengimizi ikinciyi sıkıştıracak şekilde ayarlıyalım. en üstüne ister nefli serpme istersek yine kuvetli bir boyayla fırçamızı iyice sıkıp serpme şeklinde atalım.
buraya kadar anlattıklarımı anlayıp uyguladığınızda sonuca varabiliyorsanız ne mutlu bana. problem veya uygulamada zorluklar çıkarsa ben burdayım. bu forumda cevapsız soru yok.
saygılarımla.
yazılanları kağıda alıp bir müddet yanınızda bulundurun veya dosyalayın.

HHekim · Aktif üye Kayıt: 11 Şub 2009 Mesajlar: 74

hocam ben hep ebrularımı teknenin kenarından sıyırarak alıyordum ve hep öyle olması gerekli zannediyordum. Sıyırmadan aldıgımda boyalarım birbirine karısıyor veya kagıt üzerinde gölcükler olusuyor bunu nasıl engelleyebilirim
_________________
Gül kurusu mecnûn akşamlar...

bekir özsu · Site Admin Kayıt: 09 Şub 2009 Mesajlar: 52

sevgili kardeşim;
az çok o problemleri hep yaşıyoruz. oluklu mukavva denen malzemeden yapılan kolilerden bulabilirseniz onlardan 35x50 den birkaç santim büyük olacak şekilde kesin. ebrularınızı onun üzerine koyun. bu karton kağıdın tersinden rutubeti emdiği gibi dış bükey olacak şekilde çalışıyor. çalışma çok hızlı olmadığı için fazlalık kitreyi yavaş yavaş kenarlara doğru kaydırıyor. kuruyunca yine düzleşiyor. şu anda iki grup arkadaşım bu yöntemi kullanıyor. ben evimde çok özendiğim bir çalışma olursa direk halının üzerine koyuyorum. göllenme çok az oluyor, zarar görmüyorum. göllenmenin size zarar verecek şekilde olmasının sebebi ebrularınızı sıcak ortamda kurutmaya çalışmanızdır. ıslak kağıt her yerinden ayni seviyede kurumuyor. hemen kuruyan yerler yükseliyor. kitre belli yerlerde gölleniyor. ebrularınızı serin bir yerde en azından sobanın veya kaloriferin olmadığı bir yerde yavaş kurumaya bırakırsanız bu problem yok denecek kadar az olur. yardımcı olabildim mi bilmiyorum. eksik bir şey kaldıysa ben burdayım.
saygılarımla

LeyL · Yeni Üye Kayıt: 14 Mar 2009 Mesajlar: 7

damlalık konusuna takıldım biraz;
kulak veya burun damlalığı demişsiniz, ben ayan ebrudan aldığım damlalıkları kullanıyorum bunun ölçüsü ne kadar olmalıdır peki?

bekir özsu · Site Admin Kayıt: 09 Şub 2009 Mesajlar: 52

sevgili kardeşim;
yazılı anlatımın zorluğu burda. hangi damlalıkla damlattığın önemli değil. istersen çay kaşiğıyla istersen tatlı kaşiğıyla koy. önemli olan ödü koyduktan sonra boyanın ne kadar açılacağı. orda damlalık ölçüsü vermekle dikkatinizi başka yöne kaydırdım. o miktarı azar azar öd damlatarak arayın. bir müddet sonra bir seferde bile ona yakın bir ölçüyü göz kararıyla bulacaksınız.
saygılarımla

LeyL · Yeni Üye Kayıt: 14 Mar 2009 Mesajlar: 7

Allahım ne kadar zor ölçüyü tutturabilmek!
İnşaallah 2. denememde boşa gitmez
teşekkürler

bekir özsu · Site Admin Kayıt: 09 Şub 2009 Mesajlar: 52

yılmadan çalışmaya devam. Allah ilmi isteyene zenginliği dilediğine verir.unutmayalım. bir günde olmuyor. benim onuncu yılım.
kolay gelsin.

LeyL · Yeni Üye Kayıt: 14 Mar 2009 Mesajlar: 7

Maşallah hayli zaman olmuş size umarım bizlerede nasip olur 10. yılımızı görmek
Teşekkür ederim

HHekim · Aktif üye Kayıt: 11 Şub 2009 Mesajlar: 74

Leyl çalısmalarınızı merak ediyorum bizimlede paylaşın
_________________
Gül kurusu mecnûn akşamlar...

LeyL · Yeni Üye Kayıt: 14 Mar 2009 Mesajlar: 7

bu aralar yoğunum, henüz başlamadım o yüzden..
inşaAllah yakın zamanda yapmış olarak burada eleştirilerinize sunarım..

ailhan · Yeni Üye Kayıt: 18 Nis 2009 Mesajlar: 3

Bekir bey, zemin boyalarının nasıl hazırlandığını da anlatır mısınız? ben aynı rengin tonlarını hazırlıyorum. ikinci boyanının rengini biraz daha su ve öd ilave ederek açıyorum. ancak teknede ikinci rengi attıktan sonra veya çiçeğin sapını yaparken ilk attığım boyada kırılma oluyor. bunun nedeni ne olabilir? acaba ikinci renge fazla öd mü ilave ediyorum?

bekir özsu · Site Admin Kayıt: 09 Şub 2009 Mesajlar: 52

ailhan · Yeni Üye Kayıt: 18 Nis 2009 Mesajlar: 3

koyu derken renk tonu olarak koyu rengi mi kastediyorsunuz yoksa kıvam olarak daha az sulu koyu kıvamı mı kasdediyorsunuz?
örneğe göre çözüm önereceğinizi yazmışsınız. bir örnek gönderirim ama nasıl gönderiliyor bilmiyorum. yardımcı olursanız sevinirim.

Yagmur · Site Admin Kayıt: 08 Şub 2009 Mesajlar: 87

ailhan · Yeni Üye Kayıt: 18 Nis 2009 Mesajlar: 3

teşekkürler